Ana SayfaSağlıkHastalıkDeliryum, Demans, Amnestik ve Diğer Bilişsel Bozukluklar

Deliryum, Demans, Amnestik ve Diğer Bilişsel Bozukluklar

Deliryum, demans, amnestık ve diğer bilişsel bozukluklar yaygın olarak iki tanımlayıcı özelliği olan biyolojik hastalıklardır.

Faydalı
Faydalı
Türkiye’nin Faydalı Bilgi Kaynağı!

Yazar İçerikleri

Bu bozukluklar için ilk ve klinik olarak Önemli olan özellik, kişinin bilişsel işlevlerinde zayıflama olmasıdır. Biliş; hatırlama, muhakeme, yargı, yönelim, problem çözme, soyut düşünme ve gerçeği değerlendirme yetilerini içeren zihinsel süreçleri ifade etmektedir. Bu süreçlerin eşzamanlı olarak çalışmaması durumunda, bilişsel işlevlerdeki bozulma kaçınılmazdır. Deliryum, demans, amnestik ve diğer bilişsel bozuklukları tanımlayan ikinci yaygın özellik; oluş nedenlerinin, hastanın genel tıbbi durumunda değişme ya da madde kullanımı sonucu ile ilişkili olmasıdır, her iki durum bir arada da görülebilir. Beyin işlevlerini ağır derecede ve tümüyle etkileyen herhangi bir tıbbi durumda bu bozukluklar ortaya çıkabilir. Kafa travmaları, kafa içi enfeksiyon ve tümörler, metabolizma ve beslenme ile ilgili bozukluklar, endokrin bozukluklar, sistemik enfeksiyonlar ve yüksek ateş, aşın uyaran yoksunluğu yada uyaran fazlalığı gibi çevresel etkenler, beyinde dejenerasyon ve damarsal problemler, zehirlenmeler, kan hastalıkları, güneş ve elektrik çarpması bu durumlar arasında yer alır.

MADDE KULLANIMI AŞAĞIDAKİ ŞEKİLLERDE OLABİLİR

Toksinler: Endüstriyel kimyasalların deriden direk emilmesi ya da solunumla alınması, çocuklarda zehirlenmelere neden olan ev temizlik ve bahçe ürünlerinin yenilmesi

İlaç tedavisi: Yaşlı hastalann birbiriyle geçimsiz ilaçlan bir arada kullanmaları, kronik depresyon, hastalık yada ağrısı olan bir kişi tarafından öz kıyım girişiminde, reçete edilen narkotik ilaçlann bilerek önerilenden daha fazla alınması.

Madde kötüye kullanımı: Kişilerin yasal olmayan şekilde hazırlanmış karışımlan denemeleri, eroin kullanmaları, aşın bir şekilde alkol almalan.

DELİRYUM HASTALIĞI NEDİR?

Deliryum, akut yada subakut gelişen, bilinç ve dikkat başta olmak üzere bellek, yargılama, yönelim gibi bilişsel işlevlerde belirgin bozulma, yoğun duygusal bozulmalar, ajitasyon, algı bozuklukları ve uyku ritim bozuklukları ile belirli konfüzyonel bir durum olarak tanımlanabilir. Zehirli maddeleri içen ya da yüksek ateşi olan çocuklarda, ilaç kötüye kullanımına bağlı olarak yetişkin ve adölesanlarda, kafa travmalarında, demansı olan ya da cerrahi girişim için hastaneye yatırılan yaşlı kişilerde deliryum gelişebilir Acil servislerde (%20-30), dahiliye, cerrahi yoğun bakım birimlerinde (%10-15) ve yanık merkezlerinde oldukça sık görülmektedir.

Deliryum kısa bir sürede genellikle saatler ya da günler içinde gelişir, bilinç bulanık ve sislidir gün içinde dalgalanma gösterir. En yaygın belirti, özellikle yakın bellekte etkilenmelerin olmasıdır. Hastada zamana yönelim bozulmuştur, dil ve konuşma bozuklukları, duyusal-algısal bozulmalar, davranış bozuklukları, duygusal bozulmalar, uyku örüntüsünde bozulmalar mevcuttur.

Deliryumun sağlık profesyonelleri tarafından erken tanınması, deliryumun önlenmesi ve tedavisinde önemlidir. Deliryum için risk taşıyan durumlar; hastanın 6 yaş altında ya da 75 yaş üzerinde oluşu, yakın zamanda geçirilmiş büyük cerrahi girişimler ya da hastanın ağır fiziksel hastalığının olması, önceden bilişsel işlevlerde bozulmanın varoluşu, ağır yanık olguları, merkezi sinir sistemi hastalıkları, çoklu ilaç tedavisi, özellikle yüksek dozda psikotrop ilaç kullanımı, yüksek doz hipnotik kullanımıdır.

Deliryumun tedavisinde; hastanın aşın uyaranların bulunmadığı aydınlık bir odada tutulması, oluş nedenine yönelik tedavi başlanması, hastanın beslenmesi ve sıvı elektrolit dengesinin korunması, bakım veren kişinin sürekliliğinin sağlanması, psikiyatrik konsültasyon alınması ve hastanın yakından izlenmesi önemlidir.

DEMANS HASTALIĞI NEDİR?

Demans, beyni oldukça geniş olarak etkileyen ve zedeleyen, çok çeşitli etkenlere bağlı bir sendromdur. Demansın en belirleyici özelliği, birkaç bilişsel alanda eksiklik olmasıdır; özellikle afazi, agnosi, apraksi ve yürütücü işlevlerde bozulma vardır. Belirtiler, tıbbi bir durumun varlığı ya da maddenin devam eden etkileri veya her ikisinin birlikte oluşu ile doğrudan ilgilidir.

Yaşlı nüfüs arttıkça demansın da arttığı düşünülmektedir. Önümüzdeki 30-40 yıl içinde gelişmiş ülkelerde nüfusun %20’sinin 80 yaşın üstünde olacağı ve bu nüfusun %20’sinin değişik derecelerde demans belirtileri göstereceği hesaplanmaktadır. Ülkemizde yaşlılara daha çok evde bakım verildiğinden demans sıklığını saptamak güçtür.

Demansta en önemli belirti, yeni bilgi öğrenme ve önceki bilgiyi belleğe çağırma yetilerinde zayıflama ile belirli bellekte bozulmadır. Öncelikle çok yakın geçmişe ait bilgiler unutulur, ağır durumlarda uzak bellek de çöker. Hasta arabasını nereye park ettiğini, anahtarlarını nerede bıraktığını bilemeyebilir. Konuşma ve dilde fark edilir derecede bozulmalar görülür, afazi gelişir. Hasta konuşurken aynı sözcükleri tekrar edebilir ya da karşısındaki kişinin söylediklerini tekrar edebilir(ekolali). Demansta başka bir belirti apraksidir, hasta nesne isimlerini yerinde ve doğru bir şekilde kullanamayabilir. Objeleri tanıma, anlama ve kavrama yetisinin kaybı ise agnozi olarak bilinir. Hastalarda daha yüksek seviyede düşünmeyi gerektiren planlama, organize etme, görevleri sıralama gibi işlemlerin yapılmasında, yürütme işlevlerinde bozulma vardır. Demansın ilerleyen evrelerinde sıklıkla duyusal-algısal değişimler, halüsinasyon, delüzyon, illüzyon gibi psikotik belirtiler görülür. Hastanın yaşının ilerlemiş olmasına bağlı, uykusuzluk yada uykuya aşırı eğilim, aşın yeme yada iştahsızlık gibi fiziksel belirtiler, ayrıca ağır kişilik değişiklikleri de oluşabilir.

AMNESTİK BOZUKLUKLAR

Amnestik bozukluklar nispeten daha nadir görülen; kısa ve uzun süreli bellek yetersizlikleri, önceden öğrenilmiş bilgi ya da geçmişteki amlan tekrar hatırlamada yetersizlik, yeni bilgi öğrenme yetisinde yetersizlik, konfabulasyon, apati ile belirli bozukluklardır. Olası nedenleri kafa travması, hipoksi, ansefalit, tiyamin eksikliği ve madde kötüye kullanımıdır.

AKUT KONFÜZYON

Dikkat, biliş, psikomotor aktivite, bilinçlilik seviyesi ve uyku-uyanıklık periyodunun tümünde geçici değişikliklerin ve bozuklukların aniden başladığı bir durumdur.

AKUT KONFÜZYON BELİRTİLERİ

Korku/Anksivete

Fiziksel/zihinsel/bilişsel çökme vardır. Yaşam değişiklikleri gösterir (kendi evinden hastaneye taşınma girişimi).

Keder/Kavıp problemleri

Birey gerçek ya da kayıp algısı yaşar. İşlevsellik ve üretkenlik kaybı yaşar. Önemli bir kişinin ya da eşin kaybmı yaşayan hasta depresif puygu-durum içinde olabilir, ağlar, iletişim kurmaz ve içine kapanır, öz kıyım riski taşır.

Nörobiyolojik etkenlerle ilgili:

Hastada gün batımı sendromu vardır (ışık ve uyaranlardaki değişikliklere bağlı olarak hasta konfüzyon/ajitasyon/yönelim bozukluğu gösterebilir). Günlük rutinlerinde bozulma vardır (gece yarısı giyinmek ve kahvaltı yapmak için kalkar). Duygu durumu son derece değişkendir (hasta mutlu iken bir nedeni olmadan öfkelenebilir). Dikkat süresinde bozulma/eksiklik vardır. Yanılsama (illüzyon) ve varsam (halüsinasyon)vardır. Yargılama, içgörü ve karar verme yetisi bozulmuştur. Geçmiş olayları ve durumları hatırlama, tanıdık/yakın kişileri tanıma ile ilgili olarak bellekte bozulma vardır (50 yıldır evli olduğu eşine “eşim beni görmek için ne zaman gelecek?”diye sorar). Tepkileri tehlikeli ve telaşlıdır (açık bir uyaran olmaksızın aniden yerinden fırlama, çığlık atma, bağırma tepkileri gösterir). İmpuls kontrol kaybı gösterir (açık bir uyaran olmaksızın ağlama, hıçkırma, sızlanma). Regresif davranışları vardır (korkma ve korkutma yüz ifadeleri vb). Paranoid davranışlar sergiler (kendisine zarar verileceği, yemek verilmediği, temel ihtiyaçlarının karşılanmadığı ile ilgili olarak diğer kişileri suçlar). Bakım veren kişilerin işlem gereği olsa dahi kendisine dokunmalarına izin vermez.

İlaçlar/Kimyasal Ajanlarla ilgili:

Hasta kullandığı ilaçların fazlalığı, birbirleriyle etkileşimleri, yan etkileri yada aldığı diğer kimyasallar/madde kullanımı nedeniyle deliryum belirtileri gösterir.

Fizyolojik bozulma:

Hastada hipotansiyon, hipoksi, oksijen satürasyonunda azalma vardır. Sıvı volümünde azalma, dehidratasyon, yetersiz üriner out-put, dolaşım bozukluğu, duyusal algısal/bilişsel yeti eksikliği vardır. Üriner sistem enfeksiyonu gösterir. Öksürme ile birlikte solunum yolu enfeksiyonu vardır. Duyusal işlevlerde (işitme, görme, koklama, dokunma, tat alma) ve mekan algılamada azalma vardır. Hasta normal gereksiniminden daha az beslenir ve beraberinde kilo kaybı görülebilir.

Nedeni:

Nörobiyoloiik Faktörler

Genellikle 60 yaş üzerinde olma Deliryum Demans Beyinde yozlaşma ve nörotransmitter değişiklikleri

İlaçlar/Kimyasal Ajanlar

Sedatif-hipnotikler Psikotrop ilaçlar Ağrı tedavisi (opioidler/nonopioidler) Polifarmasi (aynı anda birden daha fazla ilaç verilmesi) İlaç etkileşimleri İlaç yan etkileri Çevresel toksinler Alkol

Fizyolojik Bozulmalar

Dehidratasyon Hipoksi Enfeksiyon (üst solunum yollan, üriner yollar), tümör ve travmalar Sistemik bozukluk (böbrek, karaciğer, troid, paratroid vb), Dolaşım problemleri Beslenme ile ilgili/metabolik bozukluklar | Görme ve işitmede değişiklikler

Beklenen Sonuç:

Hasta fiziksel yaralanma ve incinmelerden kendini korur/uzakta kalır. Çevresindeki kişilere güvenli ve tehdit edici olmayan davranışlar gösterir. Uyaranları açık ve net, gerçeğe uygun olarak algılar. Çevreye uyumu memnuniyet verici bir şekildedir. Çevredeki nesneleri, olayları ve kişileri doğru bir şekilde yorumlar. Geceyi gündüzden ayırt eder. Bakım veren kişilerin işlemler sırasında kendisine dokunmasına izin verir. Ağlama ve regresif davranışlarında azalma gösterir. Kendisine bakım veren kişilerin yönergelerine uyum gösterir. Aile ve bakım veren kişilerin yüzlerini tanıma yeterliliği gösterir. Paranoid içerikli davranışlarında azalma sergiler. İlaç rejimindeki değişikliğin bir sonucu olarak deliryum belirtilerinde azalma vardır. Hastanın kan basma, sıvı volümü ve elektrolit dengesi değerleri istenen düzeydedir. Üriner sistem enfeksiyonu yoktur ve idrar çıkışı yeterli düzeydedir. Hastamn oksijen satürasyonu yaşı ve durumu için memnuniyet vericidir. Hastanın sistemlerine yönelik enfeksiyonu yoktur yada ilaçlarla kontrol altına alınmıştır. Hasta yeterli düzeyde beslenir ve kilo kaybı yoktur, deri turgoru normaldir. Ajfcaeyon ve öfke azalmıştır. Hasta sakin bir şekilde 10-15 dakika herhangi bir şey yapmadan oturabilir. Hasta 15 dakikaya kadar kısa aktiviteler yapabilir. Korku ve anksiyetesi azalmıştır Çevresel uyaranlardaki değişiklikleri daha sakin ve uyumlu karşılar. Yalnız kaldığında yada aile üyeleri ayrıldığında çok az ajitasyon gösterebilir. Bakım ve tedavisi sırasında daha az anksiyete yaşar ve direnç gösterir. Gerçekleşmiş kayıp ya da kayıp algısıyla ilgili ağlamaları azalmıştır. Aile ve bakımı yardımı ile çevresel değişikliklere uyum gösterir, yaşam değişikliklerim kabul eder, akran grubuyla sosyalleşir, gelecek planlan yapar.

Kaynak: Dr. Meral Demiralp

Bu Konular İlginizi Çekebilir!